-->

25 Şubat 2014 Salı

İtiraf

Unutamıyorum. Rüyamda görmek için dua ediyorum. Keşke eski mesajlarını silmeseydim diyorum. Hep onu düşünüyorum. Unutmak istiyormuyum onu bile bilmiyorum ki. Bana ondan sonra kim seni seviyorum dediyse içim acıdı benim. Yalan da söyledim ondan sonra, başkalarına seni seviyorum da dedim... Ona dediğimi düşünerek dedim. Bütün yakın arkadaşlarının kız arkadaşlarının yakın arkadaşlarının profillerini didikledim. Acaba o kızları ona ayarlamışlarmıdır diye. O sevdi mi birini diye düşündüm, canım yandı. Onun sevdiği şarkıları dinledim, birlikte dinliyormuş gibi... Ona söylemedim ama ondan sonra sevemeyeceğimi biliyordum ben. Ve kendimi yanıltmadım. Ona hakkımda ne yalanlar söyleniyor acaba diye düşündüm, üzüldüm. Tek bir hareketine dünyayı yakabilirmiş gibi büyüdü içimde sevgisi. Denemedim diyemem, denedim unutmayı. Hayatta ondan daha çok istediğim birşey yok benim.
Unutamıyorum Allah'ın belası, dönsene...
Seni başka kim böyle sevebilir ki?


21 Şubat 2014 Cuma

Tarçınlı Türk Kahvesi Meselesi

Bir önceki yazımda doğum günümde bile unutamadım, unutmadım diye haykırdığım zat-ı muhterem'le her şey bir tarçınlı türk kahvesiyle başladı desem...
Sene 2011, kuzenimle sıkıntıdan patladığımız sıradan bir akşam, öylesine facebook'ta dolanırken, en sevdiğim kahvecide pozunu vermiş arkadaş, lakin oranın en sevdiğim içeceği olan tarçınlı türk kahvesinden içmiyor. Sırf sıkıntıdan fotoğrafın altına yorum yaptım dersem kendime adilik etmiş olurum. Herifi ilk gördüğüm günden beri aşığım da çaktırmıyorum. Yazdım hemen "tarçınlı türk kahvesi tavsiyemdir diye". O yorumlaşma uzadı gitti, özele geçildi, telefondan devam edildi. 15 gün sonra biz artık sevgiliydik, bir ay sonra ayrılmıştık.Sonra buna biri tarçınlı türk kahvesi ikram etti diye beni özlediğini fark etti... Bir sene sonra yine bir aradaydık, 4 ay sonra yine ayrılmıştık... 
Şimdi buraya kadar eeeee dediniz... Ayrıl , barış saçma sıradan bir ilişki gibi göründü farkındayım. Zaten benim de değinmek istediğim buradaki tarçınlı kahve meselesi...
Ben bundan üç ay önce falan nasıl gaza gelip hırs yaptıysam, zamanında O'nunla muhabbeti geçti diye yasaklı listesine koyduğum ve hiçbir erkeğin yanında içmemeye and içtiğim bu tarçınlı kahveyi bundan sonra hayatıma girecek ya da girmeye teşebbüs edecek her adamla içmeye karar verdim. Ondan önce içemiyordum, çünkü ben bu adama karşı nasıl hassassam, tarçınlı kahve önüme geldiği anda ortamdan kopuyorum, ve elimde değil gözlerim doluyor. Böyle de salak bir insanmış diyorsanız, Allah sizin de başınıza versin inşallah! Neyse oturaklı bed duamı kısa kesip konuya dönüyorum.  
Gel gelelim daha önceki yazılarımda bahsettiğim at çıktı yeniden ortaya, bu insan görünümlü at ruhlu arkadaşımız bana bayılıyor, ölüyor bitiyor, bununla her buluşmamızda başka yerdeyiz, ben de kahvekolik olduğumdan sürekli kahve içiliyor haliyle falan. Bir gün bu kahveciye gittik, tamam dedim takıntı bak bu adam sevgilin, zamanı geldi bununla bir tarçınlı türk kahvesi iç...
İçtim...
O bana ölüp biten adam beni terk etti.
Sonra dedim ki olsun takıntı , tesadüftür, takma... Nasıl takmayacaksam?
Neyse gel gelelim başka biri çıktı karşıma, buluşalım , buluşalım diye yırtınıyor. İstemiyorum adamı, ama çok canımın sıkıldığı bir gün tamam dedim, gel bir tarçınlı türk kahvesi içelim. Adam kaza yaptı gelemedi yanıma...
Tesadüftür takıntı, takma dedim...
Sonra yine önceki yazılarımda bahsettiğim şu bana hem eski sevgilisine attığı küfürlü mesajları ve aşk acısını anlatan, hem de yazan zeki arkadaşımızla buluşmalarımızdan biriyle tarçınlı türk kahvesi içmeye gittik. O gün de hava nasıl güzel, sanırsın yaz akşamı, kuaföre gitmişim,fön çektirmişim, bez spor ayakkabı giymişim vs...
Kahveden bir yudum aldım, deli gibi bir yağmur başladı... Sıçana döndüm.
Tesadüftür takıntı, takma kızım dedim...
O vatandaşla bir kez daha gittim aynı kahveciye, tarçınlı türk kahvesi içtim, hatta bu ilk çıkmaya başladığımız güne denk geldi, kahveyi içtim. Oh sorun yok derken birden yine deli gibi yağmur başladı, hadi sıçan eve....
Tesadüftür takıntı, takma dedim...
Adamla ayrıldık hemen arkasından...
E YETER AMA ARTIK! Tesadüftür takıntı takma diyemedim...
Biraz daha tarçınlı türk kahvesi içersem evde kalacağıma kanaat getirdim...
Bu nasıl bir lanetse artık...
Bu arada küçük bir dip not: Hikayenin baş kahramanı olan arkadaşla bir kez olsun tarçınlı türk kahvesi içemedim. İçseydim, bunun 40 yıl hatırı var deyip, utanmadan kapısına dayanırdım...
Keşke içseydim...
Keşke dayansaydım...

18 Şubat 2014 Salı

18.02.2013 - 18.02.2014

İnsan özel günlerde bir önceki seneyi hatırlamadan edemiyor... Bugün benim doğum günüm. Eski yaşımı uğurlarken pek de üzülmedim açıkçası, çünkü bana pek de iyi gelmedi. Bundan daha iyisini bekliyorum. Daha ilk günden yeni yaşımı yormak istemem ama sabah sabah cüzdanımdan düşen bir kart beni aldı geçen sene bugüne götürdü...
Hoş ben hep o gündeymişim de ...
Gönül bir adamı özlemeye meyilli, insan gerçekten bir kere aşık oluyormuş, olduysanız ve gittiyse sıçtınız, dahası yok. Hala sizinleyse de kaybetmeyin. 
Olay bu kadar net...
Sonraki ilişkiler çerez...
İnsan doğum gününde bu konulara neden girer bilmiyorum ama benim de arkama dönüp baktığımda gidişi hala canımı yakan bir adam var...
Bazen madem görme ihtimalim yok keşke rüyamda görsem dediğim, 
Bazen ortada hiç sebep yokken keşke gelse dediğim,
Bazen unuttum sandığım,
Ve hiç unutamadığım...
Yalnız baya da öküzümsü ve standart bir şey olmuş değil mi....
Aşkın gözü kör , yapacak bir şey yok.
Hala seviyorum ben bu adamı.

5 Şubat 2014 Çarşamba

Facebook Videosu Sorunu

Facebook herkese bir video hazırlamış. Millet çatır çatır paylaşıyor. Haydi kızım dedim, izle paylaş sen de, 2007 yılından beri neler yaşamışsın, neler paylaşmışsın. Malum bu Facebook hepimizin sanal günlüğü gibi bir şey oldu. Kimlere neler yazmışız, hangi fotoğrafları paylaşmışız, nerelere gitmişiz....
Ay izlemez olaydım. Bir kere video zamanında kardeşim dediğim, ve bunu dediğim için de hayatımın en büyük kazıklarını yediğim, iftiralara uğradığım insanüstü varlıkla mezuniyet fotoğrafımı kullanarak açılış yapmış. O videodan hayır gelir mi Mark Zuckerberg ? Sana kimse anlatmadı mı? Bu doğa üstü fütursuz günde iki ayrı pipiyle muhattap olma kapasitesine sahip, yalancının önde gidip de bayrak sallayanı, kokmuş peynir kılıklı eski dostumuz, yediği pipilerinin %20'lik kısmına beni ortak göstermiş. İkimiz de test ettik demiş... Yapmadığım ne varsa yapmışım da ben, haberim yokmuş. Düşün ki ben onun anlattıklarını yapmış olsam, yediğim pipilerle 3. köprü kurulurmuş da , o ağaçlar kesilmezmiş. Vatana millete hayrım dokunur da oksijen kaynaklarımız zarar görmezmiş. Bununla açılır mı o video Mark? Haydi bunu geç, haliyle senin bir şeyden haberin yok, zamanında salak benin onunla yediği içtiği ayrı gitmemiş... ( bu cümlem lütfen yanlış anlaşılmasın ). Peki onca fotoğrafın arasından kocaman bir takma popo fotoğrafı paylaşmış olmamı cümle aleme duyurmanın amacı ne? Yani başka seçilecek fotoğraf mı kalmadı. Ekranda kocaman bir popo var. Ben bunu nasıl benim videom diye paylaşayım? Tamam haydi bunu da geçelim. Bir tane romantik , aşk dolu fotoğraf var ama o da kuzenimle sevgilisine ait.... Bu ne? Sen sapsın, milletin yanında anca kemancı olursun, onlar aşk yaşar da sen öyle fotoğraflarını çekersin mi ?
Sağol Mark...
Arkadaşlarımın videolarını izliyorum, oh söz fotoğrafları, nişan fotoğrafları, düğün fotoğrafları...
Haydi tamam ben bunları yapmadım, senin yapacak bir şeyin yok. Peki ben bu 6 sene içinde senin baktığın yerden ne yaptım?
Hiç ilişkim olmadı benim, kimse bakmadı bana...
Başkaları sevgilileriyle buluştu, ben yancılık yaptım. Fotoğraflarını çektim, özenti özenti paylaştım.
Götüm yoktu benim, takma göt fotoğrafı çektim. Onu paylaştım.
Yuh Mark aşkolsun...
Yeni yıla girerken de 2013'e bakışta beni sadece karikatür paylaşan ve waffle yiyen bir kız olarak gösterdin.
Beni tanımayan biri, yalnız şişman, durmadan waffle yiyen , karikatürlerle yalnızlığını paylaşan asosyal ezik bir insan sanır.
Beni boklama Facebook, ben bu değilim...
Yoksa bu muyum ? Allah'ım dışarıdan bakınca ben bu muyum?